Bir gün adamın biri sıcak kumlarda yürürken deve satan bir yer görmüş: Şurdaki deveyi bana versene! demiş. Adam hemen deveyi vermiş. Deveyi satın alan adam: Bu deve nasıl gider ve nasıl durur? diye sormuş. Deveyi veren adam: Oh beh deyince yavaş yürür, oh oh deyince koşar, amin deyincede durur demiş. Adam yola çıkmış. Deveye binmiş. Oh Beh demiş. Yavaş yavaş yürümekten usanan adam oh oh demiş. Deve hızla koşarken adam coştukça coşmuş. Sonra bir uçurum görmüş. Telaştan ne diyeceğini unutan adam sonunun geleceğini anlamış. Hemen son duasını etmiş. Dua bitmiş, amin demiş. Deve zınk diye durmuş. Adam rahatlamış. Sevinçten her şeyi unutan adam yanlışlıkla oh beh demiş.